Ne zaman Kaz Dağları’na gelsem..
Ya da ufak bir yelken tatiline.
Tenime dokunan ve beni sıkan ne varsa kurtulma arzum yükselir.
Seyahat çantası beş tişörtle gelip..
Aynı tişörtlerle döner.
Kullanılmamış olarak.
Şehirde elzem sandığım ne varsa.
Doğada önemini yitirir.
Taşıdığım fazlalıkların hepsinin,
yaşam alanımı daraltan yükler olduğunu fark ederim.
İlk bir kaç saat içinde.
Şehirde hayati önem taşıyan ne varsa..
Organik şampuanım..
Ve yoga taytım.
Biblo gibi boş ve anlamsız kalıverir.
Bir anda.
Hatırlarım.
Buradayken.
Tenime hiç birşeyin dokunmasını istemediğimi.
Nehrin suyu dışında.
Bir de sevgilim.
Benimle olursa.
Şanslıyım ki yoga taytım.
Benim iş kıyafetim.
İş günüm matın üzerinde ve çıplak ayakla geçse de.
Hücrelerimi sıkıştıran, daraltan, sınırlandırandan özgürleşmeye,
ne çok ihtiyaç duyduğumu..
Üzerimden sıyırınca fark ediyorum.
Oldukça yoğun bir iş hayatının ortasında.
Ruhuma günü, saati, yılı nakış gibi işlenmiş planlarım arasında
alan bulmaya çabalarken..
Yogacı popomu ‘small’ beden taytlara sığdırmaya çalışıyorum.
İşime. BAYILIYORUM.
Popom da hiç fena sayılmaz.
Ayrı mesele.
Ve apaçık ortada ki..
Ruhumun da.
Popomun da genişleyip nefes alacağı boşluk alanlarına,
hayati derecede ihtiyacı var.
Belki de.
Memelerin; ‘olması gerektiği gibi’ yüksek ve şişik gösteren yorucu
sütyenlerden özgürleşmesi kadar kolaydır.
Yüksek, sentetik ve şişik şehirli kimliklerimizi atıvermek.
Memeleri ve popoları boşlukta geniş geniş sallanmaya bırakıversek.
Ve onlara biz de yeterince aylaklık ederek eşlik etsek..
Ruhumuzun özgürlüğüne de yeniden kavuşuruz.
Neşeli, özgür ve hafif.
Şu an Instagram’da hangi filtre kırışıklıklarımı kapatır diye bir derdim yok.
Zira burada internet yok.
Nehir sesi var.
Bir de pişi ve tahin pekmezle doldurduğum göbeğim.
Avokadodan çok bıktım.
Söylemeliyim.
Defterimi göbeğime dayadım, yazımı yazıyorum.
Hayatımda çok sevdiğim insanların varlığını hissediyorum.
Onlar da beni seviyor üstelik.
Göbeğimin ve kırışıklıklarımın her hali ile.
Anlattıklarımı can kulağıyla dinleyen öğrencilerim var ayrıca.
Popom small tayta sığmasa da.
Yeni cümleler kurmak için.
Can atar yüreğim.
Bir de.
Çok güzel sevgilim.
Boşluğa ihtiyacın var.
Varlığı hissetmen için.
Sade’ce.
Alan yarat.
Kendi boşluğuna.
Ne kadar var olduğuna.
Sen de.
Hayret edeceksin.
Bakma sen.
Ruhumuzun süsü yerinde.
Aşk ile.
Öyküm.
Fotoğraf Suat Vergili.