ALAKARGA

image

Kitaptan başımı kaldırdım.
Kahverengi yuvarlak başının altında.
Göz alıcı lacivert kanatları.
Ormandaki ağaçta kiraz yiyor.
Alakargaymış adı.

Ormanda kiraz ağacı olmaz pek.
Bizim oralarda.
Bu kadar yüksek te olmaz kirazlar.
Budanır, aşılanır, meyveleri toplanır.
Bu kadar büyük kiraz ağacı mı olur?!

Baktım bir tane de değil.
Her dalda başka biri.
Kiraz yiyor.
Biri biraz daha iri.
Her biri bambaşka biri.
Bir yandan şakıyorlar.
Sesler birbirleriyle yarışıyor desem.
Yarışmıyor da.
Sanmam birinin diğerinin sesini bastırmak olsun derdi.

Sadece kiraz yiyorlar.
Bir de şakıyorlar.

Ne gözlerim alışık.
Ne de kulaklarım.
Bu kadar çeşitliliğe.

Bizim orada gevrek yiyen vapur martıları var.
Bir de kara kargalar.
Bazen baharda erik ağacına gelir kırlangıçlar.
Ama çoğunlukla.
Martılar ve kargalar.
Onlar da evet güzeller.
Ama neden sadece onlar?

Şehir hayatına bolca karbonhidrat ve leş yiyenler mi dayanabilir ancak?
Sesi en kaba olan mı bastırır gürültüyü sadece?

Ormanda o kadar çok yemiş var ki!
Nakış gibi tüyleri olan en küçüğü de doyuruyor karnını.
Daha büyükçe olanı da.

Vapurda gevrek kapmak için rekabet var oysa.
Bir lokma gevrek için.
Bağırış çığırış kavga.
Başkasının ağzındaki lokmayı çalma.
Diğer sesleri bastıracak kadar yaygara yapan.
Beslemeyen sahte değerler için..
Rekabet yapan.
Kabalıktan gurur duyan.
Mı ancak sürdürüyor neslini?
‘Gelişmiş’ yaşam içinde?!
Rekabetçi, sonuç odaklı, yüksek performanslı türler mi..
Hayatta kalabiliyor dersin?!

İyi bir araba, havalı bir seyahat, pahalı bir saat ile beslenir misin ne dersin?
Bir saatini ne kadar pahalıya satabilirsin?
Özgürlüğünü, özgünlüğünü, insani inceliklerini vermek pahasına..

Bu kadar farklı yeşil tonu.
Bunca farklı ses tonu.
Bunca çeşitlilik.
‘Vahşi’ ormanda beraber yaşayabiliyorsa eğer.
Vahşi şehirde kara kargaların arasında..
Alakarga olabilmektir.
Yaşamaya değer.
Ve bu.
Hayal ettiğin kadar naif ve romantik olmayabilir.
Her sabah.
Özenle.
Mavi kanatlarını gagalaman.
Parlatman.
Ve bazen gerekirse söküp atman gerekir.
Tekrar tekrar yeniden doğman için.
Boynun bükülse de.
Canın yansa da.
Kendi gücünle.
Tekrar tekrar buluşmanı gerektirir.

En mağrur halinle.
Kendi değerlerinle.
Sade’ce parla.
Mavi kanatlarının renginde.

Öyküm.