MÜZEYYEN.

image

‘Yogachittavrittinirodha’
“Yoga zihin dalgalarının durulmasıdır.”
Der Patanjali Yoga Sutraların ikincisinde.
Binlerce yıl önce..
Yıllar sonra.
Müzeyyen Senar..
En sevdiğim şarkıda ifade etmiş aslında.
Dalgalandım da duruldum.
Şarkıyı küçüklüğümden beri kalbim çarparak dinlerken..
Bilemezdim ki hayat ütopyamı dile getirdiğini.
Dalgalarım bir gün durulacak.
Kısmetse.
Sonra da sana vurulacağım.
Kısmetse.
Binlerce güzel sevdikten sonra mı diyor o sahi?!
Allahım sen koru!
Evlerden uzak.. 🙂
Gerçi ruhun ömrü sonsuz.
Sonsuzlukta kaç güzel sevdik..
Kim bilir?!

Yine de küçükken.
Şarkıyı düğünümde çalma fikrimin uygunsuzluğunu.
Şimdi daha iyi anlıyorum.
Aydınlanma bu.
Rakı sofrası, yoga matı..
Bakmaz!
O yüzden..
Canın istiyorsa içeceksin de.
Sonra içmemiştim de, niye aydınlanmadım diye dertlenme.
Bu serzenişini iletebileceğin bir makam yok fikrimce.
Tercihler anda ve sende.
Yogamı da severim..
Rakıyı da.
Tatlı tatlı dalgalanıp.
Tatlı tatlı durulmayı da.
Tatlı tatlı olması vurgulu.
Dalgalar büyüdükçe.
Fırtına yükseldikçe bünyede.
Durulması da zor.
Huzur içinde yaşaması da.
Yaşam içinde üretmesi de.
Varlık sürdürmesi de.

Ben ne dalgalara övgüler düzerim..
Ne de durgunluğa.
Hayat eril ve dişilin, yin ve yang ın birbiri içine geçmiş dansı.
Rahmetliler ne der bilmem.
Vurulmak diyince.
Orada bir nefes beklerim işte..
Ah AŞK!
Sen ne güzelsin..

Patanjali , Müzeyyen ve ben.
Bir de David Deida isterim.
Rakı sofrasında bunun sohbetini yapsak..
Benimle hemfikir olurlar mı acaba?
Meditasyonda bazen tattığın o birlik duygusuyla.
Aşka düştüğünde tattığın tam olma, tatmin olma hissi..
Hatta tasavvufta yaşanan ‘buluşma’ anı..
Aynı şey değil mi sence?
Diye sormak isterdim.
Patanjali ve Müzeyyen’e..

Beklenmedik ve paha biçilmez.
İster yoga matında.
İster sevgilinin kollarında.
Vurulmak çok güzel de.
Dalgaların durulması.
İşte esas mesele.

Her denizci bilir.
Denizle şaka olmaz.
Söz dinleyeceksin.
Fırtına varsa.
Limanda bekleyeceksin.
Dalgaların büyüdüyse.
Önce iç huzurunu bulacaksın.
Yoksa aşk çarpar insanı.
Fırtınada denizin tekneyi hırpalaması gibi.

Sen gel limanında biraz dinlen.
Bırak dalgaların dengelensin.
Huzuru kendi içinde keşfetmedikçe.
Hayata da çok söversin.
Sevgiliye de.

Merkezinden.
Huzurundan.
Dengenden.
Kalbinden vurulunca..
Ah AŞK!
Sen ne güzelsin..

* Patanjali Üstad’a ve Müzeyyen Üstad’a saygıyla.
David Deida’ ya öpücüklerimle. 😉

Öyküm.