“Sen ince yapılısın ye, sana bişey olmaz!” dedi.
İçimden..
“Ben de ince yapılıyım!?!” diye haykırmak geldi.
Çocukluğumu, ilk gençlik yıllarımı ne zaman düşünsem.
Biraz kilolu olma hissimi hatırlarım.
Fotoğrafları gördüğümde.
Kendime algım ile dışarıdan gördüğüm arasındaki farka.
Hep fazlasıyla şaşırırım.
Aslında ince yapılı zarif bir kızdım.
Olmayadabilirdim.
Bir eksik bir fazla.
Kime ne.
Diyemedim.
En fit, zayıf, sportif dönemlerimde de.
Değerlendiren yargıçlar vardı çevremde.
Eş, dost, akraba, sevgili.
Farklı zamanlarda, farklı rollerde.
Farkında bile olmadan.
Büyük ihtimalle.
Kızmak elde değil.
Kendine yargıç olan, dışarıya da yargıç genelde.
Yargıları yüklenmemek.
Belki elimde.
Olsa da.
Olmadı işte.
Ne deseler, aldım taşıdım.
Ne kadarını bıraktım.
Ne kadarı kaldı.
Ayırdına varamadım.
Ben hep.
O aldığım bir kiloya takıldım.
Karnımda çılgınca kaslar olmasına.
Yirmilerde çok emek harcadım.
Aslında yapımın.
Esnek, narin ve hassas olduğunu.
Anlamam için.
Yoga hocası olmam yetmedi.
Çünkü iyi yoga hocalarının.
Akrobatik hareketler yapması gerekti.
Kendime hassas davranmaya ikna olmam için.
Uzmanların görüş bildirmesi ancak yetti.
Güç için hep daha çok pratik yapmam gerekliydi.
Bana doğal, rahat gelen.
Başkasına zor olabilecekti.
Ve bu doğaldı.
Kendimle bunca çalışıp.
Arpa boyu yol aldıktan.
Sonra dahi.
Zoru.
Kendime daha yargısız.
Daha şefkatli olmak.
Olduğum hal içinde.
Memnun kalmak.
Yapılması gereken.
Düzeltilmesi istenen.
Dahasıyla ilgilenmeden.
Olduğum haliyle ben.
Belki de ihtiyaç olan.
Disiplin değil.
Şefkattir.
Sade’ce.
Kendine şefkat.
Hayatın, düşüncelerin, yargıların durup.
Kenara çekilip.
Pürüzsüzlüğün ortasında.
Değil de.
Tam da tüm o yargıların.
Sana yorum yapmaktan çekinmeyen komşu teyzenin.
Sosyal medyadan yüklendiğin ideallerin.
Aileden taşıdıkların.
Tüm o kaosun.
Tam ortasında.
Durmak.
Ve kendine hatırlatmaktır.
“Böyle iyi.”
Olduğun halinle.
Ne bir eksik.
Ne bir fazla.
Tam da ‘Sen’le.
Sevgiyle.
Öyküm.
* Hikayesi karmaşık iki kız kardeşten bu şarkı yakışır. Söylenen o ki, babası ünlü müzisyen Ravi Shankar tarafından küçük yaşta terk edilmiş Norah Jones. Babalarının desteğiyle büyüyen, ondan ‘daha güzel ve daha yetenekli’ kız kardeşi Anoushka ile tanışması ancak yetişkinlik hayatlarında olabilmiş. Müzikte buluşmuşlar . Hikayenin içini kim bilir ya. Çok güzel şarkıdır..